Haberblok

Bitkilerin Profesörü Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, EÜ İletişim’e konuk oldu

07.12.2023
34

Malatya Turgut Özal Üniversitesi Kurucu Rektörü ve Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi Temel Tıp Bilimleri Tıbbi Biyokimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut “Cumhuriyet’in 100 Yılı” etkinlikleri kapsamında Ege Üniversitesine (EÜ)konuk oldu.

REKLAM ALANI
Bitkilerin Profesörü Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, EÜ İletişim’e konuk oldu

Bitkilerin Profesörü Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, EÜ

İletişim’e konuk oldu

REKLAM ALANI

 Malatya Turgut Özal Üniversitesi Kurucu Rektörü

ve Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi Temel Tıp Bilimleri

Tıbbi Biyokimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut

“Cumhuriyet’in 100 Yılı” etkinlikleri kapsamında Ege Üniversitesine (EÜ)

konuk oldu. EÜ İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü Öğretim

Üyesi Prof. Dr. Elif Yıldız’ın “Topluma Hizmet Uygulamaları” dersi

kapsamında Egeli İletişimcilerle bir araya gelen Prof. Dr. Bay Karabulut,

“Sağlıklı Yaşam ve İletişim” konulu konferans verdi. Konferans öncesi Prof.

Dr. Aysun Bay Karabulut, Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak’ı

makamında ziyaret etti.

EÜ İletişim Fakültesinde düzenlenen konferansa EÜ İletişim Fakültesi

Dekanı Prof. Dr. Bilgehan Gültekin, akademisyenler, Polis Emeklileri Derneği

İzmir Şubesi üyeleri ve öğrenciler katıldı. Konferansta, Prof. Dr. Bay

Karabulut, sağlıklı beslenme, egzersiz, sağlıklı yaşamın sırları ve bitkiler

hakkında bilgi verdi.

Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, “İnsan, hayalî şehirde olduğu gibi işleyişi

için gereksinim duyduğu şeylerin bir kısmını bizzat kendi bedensel mekanizması

içerisinde yani hormonlar ile oluşturabilmekte, bir kısmını ise aklını ve bedenini

kullanarak ürettiği besinlerden vitaminler, mineraller, antioksidanlar,

proteinlerden elde etmektedir. Bizim büyük bağışıklığımız immün

sistemimizdir. Bağışıklık mekanizması, kısaca insan bedenini hastalıklara karşı

koruyan, hastalığa neden olan patojenleri ve tümör hücrelerini tanıyarak onlarla

mücadeleye giren işleyişlerin bütününe karşılık gelen doğal biyolojik koruma

refleksi olarak tanımlanabilir. Bakteriler ve virüsler olmak üzere, birçok yabancı

maddenin öncelikli hedef olarak çökertmeye çalıştığı bağışıklık sistemini

güçlendirebilmek, büyük ölçüde bireysel çaba ile ilişkilidir. Kişisel hijyen ve

temizlikten başlayan söz konusu bireysel çaba, ancak sağlıklı bir beslenme ve

yaşam rejimi ile başarıya ulaşabilir. Bu bakımdan, bağışıklık sistemimizin güçlü

olabilmesi düzenli uyku, egzersiz, temiz hava ve oksijen gereksinimimize ilave

olarak sağlıklı beslenme hayatî bir önem taşımaktadır” dedi.

“Paketli gıdalar, beyaz un ve şekerden uzak durmalıyız”

Sağlıklı beslenmenin önemine değinen Prof. Dr. Bay Karabulut, “Sağlıklı

beslenmenin bir tarafı bağışıklık sistemimizi tahkim edecek gıdalarla

beslenmekse, diğer tarafı da sağlıksız gıdalardan uzak durmaktır, öncelikle bunu

not etmek lazım. Bağışıklık sistemimizi korumaya, özellikle de günlük hayat

içerisindeki paketli gıdalardan beyaz un ve şekerden uzak durarak başlamamız 

gerekiyor. Zengin antioksidan ve vitamin kaynağı gıdalar öncelikli dostlarımız

olacak. Ayrıca mevsiminde doğru sebze ve meyvelerden besleneceğiz. Kış

aylarında olduğumuz için kış kabağı ve balkabağı, karnabahar, brokoli, ıspanak,

lahana, pancar gibi sebzelerden olabildiğince çok faydalanmamız gerek. Bu

arada ekmek ve makarna yapmak için kepekli un kullanacak, pilav için ise

bulguru tercih edeceğiz. Tatlı yerine de kuru meyve ve pekmez. Yeşil çayı

gözümüzün önünden ayırmayalım, kendisi ziyadesiyle önemli bizim için. Yine

meyvelerden portakal, mandalina, greyfurt, kivi, elma, hurma, nardan bamyaya

yeterli derece faydalanmalıyız” dedi.

“Detoks tek başına doğru bir kilo verme yöntemi değil”

Son yıllarda sıkça duyulan “detoks” kavramına da değinen Prof. Dr. Bay

Karabulut, “İnsan bedeninde biriken toksinler ve zararlı maddeler esasen

karaciğer, akciğer ve böbrek gibi organlar aracılığıyla vücuttan atılmaktadır.

Fakat sağlıksız yaşam koşullarına, yanlış beslenme uygulamalarına, sigara ve

alkol gibi zararlı maddelerin kullanımına, bilinçsiz ilaç tüketimine, yoğun strese

ya da çevresel etkenlere bağlı olarak vücuttaki birikimi olağan seviyelerin

üzerine çıkan toksin yükünü gidermek için detoks uygulamalarından istifade

edilebilmektedir. Bu bakımdan detoksun, vücudun toksin birikimini atmaya

dönük doğal pratiğine bilinçli ve kısa süreli bir katkı olduğu da söylenebilir.

Doğru detoks uygulamalarının örneğin böbrekleri dinlendirebileceğini ve

karaciğer fonksiyonlarını düzene sokabileceğini not etmeden geçmemek gerekir.

Ancak detoksun tek başına doğru bir kilo verme yöntemi olmadığı

vurgulanmalıdır. Salt detoks uygulamaları ile kilo vermeye gayret etmek,

vücudun dengesini bozacağı için orta vadede ciddi sağlık sorunlarına neden

olabilir” dedi.

“Egzersiz kansere yakalanma riskini yüzde 20 azaltıyor”

Egzersizin önemine değinen Prof. Dr. Karabulut, “ Son yıllarda yapılan

bir araştırmaya göre egzersiz kansere yakalanma riskini en az yüzde 20 oranında

azaltıyor. Yemek borusu kanseri riskini yüzde 42, karaciğer kanseri riskini

yüzde 27, akciğer kanseri riskini yüzde 26, kan kanserinin bir türüne ait riski

yüzde 20, göğüs kanseri riskini yüzde 10 oranında azaltıyor” dedi.

Sağlıklı bir yaşam sürmeye yönelik önerilerde bulunan Prof. Dr. Bay

Karabulut, “Doğadan uzaklaşan insanın mümkün mertebe doğaya geri dönmesi,

en azından doğa ile irtibatını güçlendirmesi, hayatında doğaya ve doğal olana

daha fazla yer açması gerekiyor. İlke basit, doğal olmayan her şeyden uzak

duracağız. İşe gıda alışverişlerimiz ile ilgili alışkanlıklarımızı değiştirerek

başlayabiliriz. Öncelikle mevsiminde yetişmeyen ürünlerden uzak durmak iyi

bir başlangıç olacaktır. Etiket okuma alışkanlığı ve satın aldığımız ürünlere dair

bilinçli bir bakış açısı geliştirmek kesinlikle gerekli. Market raflarından

uzaklaşıp yolumuzu köy pazarlarına, artık iyice yaygınlaşan ve organik tarım ile

yetiştirilen ürünlerin satıldığı satış tezgâhlarına düşürmek sandığımızdan çok

daha kolay. Aynı mantığa sadece gıdada değil, giyim ve kozmetik 

gereksinimlerimizde de müracaat ettiğimiz takdirde doğayla ilişkimizi olması

gerektiği gibi yapılandırmada önemli bir mesafe kat etmiş olacağız” dedi.

Konferans sonunda Dekan Prof. Dr. Bilgehan Gültekin katkılarından

dolayı Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut’a “Teşekkür Belgesi” verdi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

haberblok

Etiketler:

REKLAM ALANI
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.